Müdürümüzün Konuşması:

24 Kasım 2016

Sayın kaymakamım, sayın garnizon komutanım, sayın belediye başkanım, değerli protokol, çok kıymetli meslektaşlarım,

 

24 Kasım öğretmenler günü nedeniyle tertip ettiğimiz programa hoş geldiniz safalar getirdiniz. Öncelikle bugün emekli olup hizmet şeref belgesi alacak olan arkadaşlarımıza yeni hayatlarında sağlık ve mutluluklar diliyorum. Ancak öğretmenin emeklisi olmaz. Bizim emekliliğimiz mezardadır.

Her şey değişir. Hem de çok hızlı. Böyle bir dönemde yaşıyoruz. Eğitim, öğrenci, veli gibi kavramalar da değişiyor. Eğitimin tanımı bizim zamanımızda ‘istendik bilgi’ diye tanımlanırken şimdilerde ‘gizli bilgiyi ortaya çıkaran, öğrencinin gizli güçlerini ortaya çıkaran’ olarak tanımlanmaktadır. Veli eskiden ‘ eti senin kemiği benim’ diye tanımlanırdı. Ama şimdilerde ‘ helikopter veli’ yani ‘tepeden her şeyi kontrol eden’ olarak tanımlanmaktadır. Aramızda genç meslektaşlarımız var.  

 Bugün yemin ederek göreve başlayacak olan arkadaşlarımıza öğretmenlik hayatlarında başarılar diliyorum. Öğrencilerinize her zaman örnek olunuz.   Onlara lider olunuz. Öğrenciler sevdiği öğretmenlerini hiç unutmazlar. Fedakâr olunuz. Canınız yansa da öğrencinize belli etmeyin.

1900lü yılların başı idi. Adını hatırlayamadığım bir öğretmen sabah dersine gelir.  Ancak her zamanki gibi neşeli değildir. Öğrencileri bunu sezer. Sorarlar sebebini. Şöyle der öğretmen. “Kızım çok hasta idi. Bu sabah vefat etti. Sorumluluk duygum sebebiyle derse geldim ama aklım evde der.” Öğrencileri öğretmenlerinin eve gitmesi gerektiğini söylerler. Öğretmen ancak ondan sonra eve geri gelir.   

 Öyle öğretmenlik yapınız ki her nereye giderseniz gidiniz ilişkiniz kopmasın.  Öğrencilerinizi takip ediniz. İyi günlerinde kötü günlerinde evliliklerinde, cenazelerinde, taziyelerde ve güzel günlerinde hep yanlarında olunuz.  Emin olunuz ki öğretmenliğin keyfini o zaman yaşayacaksınız.

Malkara İmam Hatip Lisesinde idareciyim. Şarköy’ün Gazi köyünde bir öğrencinin imam hatip lisesine gelebileceğini haber aldım…

Arkadaşlar cevherin, altının, yakutun, elmasın, incinin nerede saklı olduğunu bilemezsiniz. Sizler hiç ayrım yapmadan önünüze gelen tüm öğrencileri işleyeceksiniz.

İngiltere’de Sör Alexander’in oğlu derede boğulmak üzeredir. Yoldan geçen bir çiftçi suya atlar ve küçük çocuğu boğulmaktan kurtarır… 

Allah bizi kendi nurundan yaratmıştır. O halde insanın mayasında üretkenlik vardır. Bu üretkenliği ortaya çıkaracak olan da öğretmenlerdir.

Öğrenci size bakarak “ ben böyle bir insan olmalıyım” demeli. Öyle öğretmenlik yapınız ki, sonraki yıllarda hep hayırla yâd edilesiniz.  Geride hoş bir seda bırakınız. Şu gök kubbede baki kalan hoş bir seda imiş

Son dönemin üniversite hocalarından olan Mahir İZ hocaya sorarlar. 50 – 60 yıl öncesini dün gibi hatırlıyorsunuz. Bu zekâya nasıl sahipsiniz? Cevap, biz Osmanlı İlk Mekteplerinde okuduk. Bize önce ayaklarımızın ucuna bakmayı öğrettiler. Sizler ise her yere bakıyorsunuz.

Öğrencilerinize tarih şuurunu veriniz. Onlara bunu muhakkak kazandırınız. Bizim ecdadımızın tarih sayfalarında bugünkü gençliğin yüzünü kızartacak bir sayfa dahi bulamazsınız.

Tarih şuuru,” unutmamak ve unutturmamak” demektir.  Dünya tarihinde eşine az rastlanacak bir hainlik ve yine dünya tarihinde eşine az rastlanacak bir kahramanlık örneğidir, 15 Temmuz. Unutmayacağız ve unutturmayacağız. Bundan 15 yıl önce bir devlet adamı şöyle demişti: ülkemizde Türk vatandaşı görünümlü 200 binden fazla ajan var. Bunu 15 Temmuz gecesi gördük. Bu hainlerden kaçanlara da kimin sahip çıktığını hep beraber izliyoruz. 250 şehidin kanı yerde kalmayacaktır.

“ umut gördüğünüz yere Türkiye yazınız, ne mana bozulur ne de görüntü.”

Ben bu vesile ile tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyorum, Allah tüm öğretmenlerimizin işlerini kolay eylesin.  

Buraya teşrif edip bizleri onurlandıran siz değerli misafirlerimize teşekkür eder saygılar sunarım.