Sayın kaymakamım, sayın garnizon komutanım, sayın belediye başkanım, değerli protokol, çok kıymetli meslektaşlarım, değerli basın mensupları

24 Kasım öğretmenler günü nedeniyle tertip ettiğimiz programa hoş geldiniz safalar getirdiniz. Öncelikle bugün emekli olup hizmet şeref belgesi alacak olan arkadaşlarımıza yeni hayatlarında sağlık ve mutluluklar diliyorum. Her 24 Kasımda göreve yeni başlayan arkadaşlarımız yemin ederek öğretmenliğe ilk adımlarını atarlar. İlçemizde bu yıl göreve başlayıp yemin etmesi gereken iki öğretmenimiz vardı. Onları da il müdürlüğümüz toplu yemin için Tekirdağ’a davet ettiler. Kendilerine öğretmenlik hayatlarında başarılar diliyorum.

Milli eğitim müdürlüğü büyük bir aile. 42 kurum, 550 personel, 6700 öğrenci. Bir de velileri işin içine kattığımızda neredeyse her ev ile bağlantımız oluyor. Bizler ailelerin en değerli varlıklarını alıyor, saatlerce onlarla beraber oluyoruz. Belki anne ve babalarından daha fazla onlarla vakit geçiriyoruz. Onların kalplerine girmeye çalışalım. Kalplerinde yer edinelim. Yarın emekli olduktan sonra kalplerinde yer edindiğiniz kişiler sizlere selam verecek ve hal hatırınızı soracak.

Taşımalı eğitimde her gün 1400 öğrencimizi evinden alarak okullarımıza getiriyoruz. Yemeklerini yediriyoruz. Eğitim verdiğimiz öğrencilerimizi tekrardan 94 tane servisimizle evlerine teslim ediyoruz.  Ben evime geldiğimde kulağım telefonda. Sabah saat 07.00 den sonra kulağım yine telefonda.

Kıymetli meslektaşlarım

Bu eğitim öğretim yılında güncellenen müfredatlar oldu. Değerler eğitimi kavramlarıyla beraber harmanlandı. Yine değişen bir sınav sistemi var. Yapılan yeniliklerin tamamı eğitim sistemimizi en verimli hale getirmek içindir.

Her şey değişir. Hem de çok hızlı. Böyle bir dönemde yaşıyoruz. Eğitim, öğrenci, veli gibi kavramalar da değişiyor. Eğitimin tanımı bizim zamanımızda ‘istendik bilgi’ diye tanımlanırken şimdilerde ‘gizli bilgiyi ortaya çıkaran, öğrencinin gizli güçlerini ortaya çıkaran’ olarak tanımlanmaktadır. Veli eskiden ‘ eti senin kemiği benim’ diye tanımlanırdı. Ama şimdilerde ‘ helikopter veli’ yani ‘tepeden her şeyi kontrol eden’ olarak tanımlanmaktadır. Yönetim nedir, “ örgütte bulunan madde ve insan kaynaklarını etkili olarak yönetmek “ idi. Şimdi ise “ insanlara hayatı kolaylaştırma sanatı “ olarak tarif ediliyor.

Biz eğitimciler, dünyayı anlamak zorundayız. Anlayamazsak anlatamayız. Tanıyamazsak tanımlayamayız.

3. sanayi devrimi; bilgisayar ve bilişim devrimini bitirdik, 4. Sanayi devrimine geçtik. Genetik, Biyo Teknoloji, Nano Teknoloji, Yapay Zeka, 3 D yazıcılar, Akıllı Materyaller.  Bunlar 4. Sanayi devriminin bileşenleridir. Bizler, geleceği şekillendirecek olan öğretmenler, 4. Sanayi devriminin bileşenlerini bilerek, 21. Asrın Türk gençliğini yetiştirmeye hazır mıyız.

İnsan unsuru çok önemlidir. Eğer insan çürümüş ise o ülkeyi hiçbir güç ayağa kaldıramaz.

Yüreği dimağı sizlere teslim edilmiş 19 milyon genç nesil, ilçemizde ise 6700 öğrenci bizlere teslim edilmiş. Görevimiz gerçekten çok ağır.

Güzel bir atasözüdür, “ at adımına göre değil, adamına göre yürür.” bahçıvan olmamız gerekiyor. İnsanların özelliklerini bilip keşfetmemiz gerekiyor. Yine güzel bir atasözümüz var. “ Yabancıların sazıyla bizim türkülerimiz söylenmiyor.” Bizler ecdadımızı öğrencilerimize öğretmek zorundayız. Sultan Alparslan, Fatih Sultan Mehmet, 2. Abdülhamit han, Mustafa Kemal Atatürk. Bunlar, tarihlere yön veren isimler.

Kıymetli meslektaşlarım, Türkler hiç meydan savaşı yapmadılar. İlk yapılan savaş Malazgirt savaşıdır.  Kıymetli meslektaşlarım sizler, 50 bin kişilik orduyla 200 bin kişilik zırhlı orduyu yenen bir milletin torunlarısınız.   

Bu duygu ve düşüncelerle emekli olan arkadaşlarımıza sağlıklı günler diliyorum. Rahmete kalmış meslektaşlarımızı da rahmetle yâd ediyorum.

Katılımlarınızdan dolayı gönülden teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.