"Öncelikle İslam’ın ilk şehidi Hz. Ammar’dan başlayarak günümüze değin Uhud’a, Malazgirt’ten Ertuğrul Gaziye, Çanakkale’den Kurtuluş Savaşı’na, Ömer Halis Demir’den Afrin şehitlerimize Bayrak inmesin diye Ezan dinmesin diye ve dünyada eşi benzeri olmayan bu cennet vatan için canlarını veren tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Mekanları cennet olsun.

Kelimelerin çok yetersiz kaldığı bir destandır Çanakkale. 1 metrekaresine 5 litre ecdat kanı, 6 bin mermi düşen, hakkında yerli ve yabancı 2 binden fazla kitap yazılan yer Çanakkale. 253 bin şehidin yattığı yer Çanakkale, Gelibolu yarımadası. Dünyanın en büyük şehitliği Çanakkale. Adeta ölüm makinesi, Çanakkale. Gencecik fidanları, taptaze eşleri ayıran Çanakkale.

Çanakkale’ye gittiğimizde Şehitlerimizi incitmeyiz biz.

Biliriz ki onlar diridir, ölü değildirler. Allah öyle buyuruyor. “Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyiniz, onlar diridir lakin sizler anlayamazsınız”.

Bu nedenle, Şehitler yıkanmadan kefenlenir ve defnedilir. Beden diri olduğu için yıkanmaz. En önemlisi ise yaraya su dökerseniz acır. Allah vatan için can verenlere bu şekilde muamele ediyor. Şehit ölü değildir.

İşte bu nedenle basmaya korkarız o toprağa. Her adım atışımızda bomba seslerini, kurşun vızıltılarını duyarız kulağımızda. Soğuktur gece, deniz rüzgârları sert eser. Çanakkale vakurdur, Çanakkale gururludur, Çanakkale umudumuzdur, canımızdır, namusumuzdur Çanakkale. Silah sesleri, kan, kol, el, yüz, göz, bacak... Çanakkale mahşer, Çanakkale kıyamet, aç, yorgun. Ağlar Çanakkale, kan dolmuştur yüreğine, yutkunur ama konuşamaz Çanakkale.

Çanakkale mozaiktir. Anadolu’dan, Balkanların, İslam diyarlarından gelen birçok yiğit Çanakkale’de koyun koyuna yatmaktadır. Hepsi birer destan abidesidir.

Seyit onbaşı içine kapanık, konuşmaz, anlatmaz. Israrla sorarlar, anlat derler Çanakkale’yi. Ancak "ben yaptıklarımı niye satayım ki" diyen muazzam bir ahlak abidesi.

Saçıma niye kına yaktın diyen soran kınalı Hasana ‘ seni vatan kurban adadım’ diyen Anadolu kadını.
Son ferdine kadar şehit düşen 57. Alay.
Çanakkale savaşı gazilerinden olup 1991 yılında vefat eden Azman Dedenin dilinden son ferdine kadar şehit düşen hem de bir günde Galatasaray Lisesi öğrencilerin şanlı hikâyelerini bir dinleyebilseydik.
Her dinleyişinizde ayrı bir tat, ayrı bir hüzün, ayrı bir gurur. Dinlemeye bıkmazsınız. Çünkü bunlar masal değildir, DESTANDIR.
14 ay 14 gün süren Çanakkale savaşının her anı bir destandır. İlk ferdinden son ferdine kadar destan yazmışlardır.
Dünyanın çok farklı ülkelerinde şehitliklerimiz var. 27 ülkede 59 şehitliğimiz bulunuyor.  Öldükleri toprağa gömüldüler. Nur içinde yatsınlar.
1096 da başlamış Haçlı seferleri. Yıl 2018 halen durmamış.
Onlar saldırıyor, Aziz Milletimiz de vatan topraklarını, gönül coğrafyasını şehit kanlarıyla koruyor.

İnsan büyür beşikte
Mezarda yatmak için.
Ve..
Kahramanlar can verir
Yurdu yaşatmak için...

Şehitler günündeyiz. 103 yıl önce Çanakkale’de karşımıza çıkan yedi düvel, yine karşımızda. Ama bu sefer başka isimlerle geliyorlar. FETÖ, PKK, PYD terör örgütü olarak geliyorlar. Afrin’de de gömülecekler tıpkı Çanakkale’ye gömüldükleri gibi.
Bu coğrafyada yeni bir Çanakkale´den geçerken, bunun tek çıkış noktası birlik olmak ve genç nesillerimizi doğru yetiştirmemiz.". şairin dediği gibi

Senden gider sonsuzluğa yol oğlum
Dört bir yana salmalısın kol oğlum
Ekmeğini aç olanla böl oğlum
Haram yeme, hak uğruna öl oğlum.!

Çabuk büyü çabuk yetiş tez oğlum
Çakal gezen şu dağlarda gez oğlum
Çabuk büyü çabuk yetiş tez oğlum
Hain gezen şu dağlarda gez oğlum

Gez oğlum
Vatanına göz dikeni ez oğlum.!
Dostun kim düşmanın kim sez oğlum
Tarihini şerefinle yaz oğlum
Yaz oğlum.!

“HATTI MÜDAFAA YOKTUR. SATHI MÜDAFAA VARDIR. O SATIH BÜTÜN VATANDIR. VATANIN HER KARIŞ TOPRAĞI. VATANDAŞ KANI İLE ISLANMADIKÇA TERK OLUNAMAZ.” 26 Ağustos 1921. Başkomutan Mustafa Kemal. Sakarya Meydan Muharebesi (23 Ağustos – 13 Eylül 1921).

Yıl 2018. Yer güney sınırlarımız. Önce El bab, şimdi Afrin belkide sırada Menbiç. Haykırıyoruz biz ortaya başımızı koyduk, varsa başını ortaya koyacak işte meydan.

Ekranlarda hep beraber izliyoruz. Muhabir, Mehmetçiğe mikrofon uzatmış soruyor, İstikamet neresi, Kızılelma. Ailene bir mesaj gönder, beklemesinler. Türkiye’ye bir mesaj gönder, bu vatanı bölemezler. Düğüne gidiyoruz. Bize dua ediniz.

Askerimiz üşümesin diye çorap ören kadınlarımız, odun taşıyan insanlarımız, çay ikram eden vatandaşlarımız.

Kaymakamın, Askerin ve sağlıkçıların evine geldiğini gören baba, oğlunun şehit olduğunu anlar ve eşine şöyle seslenir: hanım gözün aydın. Sen şehit annesi oldun.

Ne hayalleri vardı. 12 günlük bebeğini görmeden Hakka yürüyen şehidimiz vardı. Annelerin babaların hayalleri vardı. Düğününü yapacaktı olmadı. Torun sevecekti olmadı. Dudaklardan dökülen tek şey vatan sağ olsun.

Bizde böyle analar, böyle babalar ve böyle yiğitler. Böyle analar, böyle babalar, böyle yiğitler varken bu vatana kim ne yapabilir ki?

Bedir savaşında Hz. Peygamber Şehitler şehidi Hz. Hamza’ya şöyle seslenir

Ey Hazma gördüğün hiçbir şeyden korkmazsın bu doğru
Ama heybetini gizle, yürüyüşün ölümü korkutuyor.

Bordo bereliler, komandalar, SAS, SAT, JÖH, PÖH’lerin yeminlerini duymuşsunuzdur. Ettikleri o yeminler ölümü bile korkutmuştur.
´Zeytin Dalı Harekâtının 19´uncu gününde şehit olan, cenazesi Karabük´te toprağa verilen 22 yaşındaki Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Ömer Bilal Akpınar´ın vasiyeti

´´Kardeşim senden ricamdır, bana bir şey olana kadar sende saklı kalsın. Kardeşim bu savaş haç ile hilalin, imanla inkarın, hak ile batılın, küfür ve tevhidin savaşıdır. O yüzden anneme, babama, kardeşime, Nur´a söyleyin üzülmesinler kesinlikle…

Ya rabbi devletimi milletimi aziz eyle, savaşan Mehmetçiğimizi şanlı ve şerefli eyle,
Onlara zafer nasip eyle,
Evlatlarımızın piyonlara karşı mücadele ederken Amerikan ve Avrupa mermileri ile şehit düştüklerini, asla unutmayacağız. Unutan namerttir…

Bizim çocuklarımız gülsün diye kendi çocuklarını yetim bırakan tüm şehitlerimizin mekânları cennet olsun, ruhları şad olsun…
Saygılar sunarım."